Güncel Duyurular

Sürdürülebilirlik akımları nelerdir?

Sürdürülebilirlik akımları nelerdir?

Bir yandan nüfusumuz artıyor, ihtiyaçlarımız çoğalıyor, teknoloji gelişiyor ama bir yandan da çevreyi, sosyal ve toplumsal hayatımızı, ekonomik kalkınmayı daimî kılma gerekliliği büyüyor. İşte bu döngü yeni yeni sürdürülebilirlik akımlarına yol açıyor. Daha doğrusu hali hazırda alıştığımız günlük yaşantımızı sürdürülebilirlik penceresinden yeniden ele almamız gerekiyor.

Hem bireyler olarak günlük yaşantımızda hem de küresel çapta ne gibi tavır değişiklikleri görüyoruz? Örneğin gıda temel ihtiyacımız, değil mi? Yeterli miktarda ürünü doğaya zarar vermeden üretmek, üretim aşamasındaki karbon ayak izini ve enerji israfını azaltmak, bireysel bazdaki tasarrufu sağlamak için sürdürülebilir tarım uygulamalarını ve sürdürülebilir restorancılığı destekliyoruz. Kendimize yakışanı giyelim ama tasarımdan satışa daha organik, daha insancıl koşullarda üretilen ve geri dönüştürülebilen ürünleri tercih edelim diye sürdürülebilir moda diyoruz. Benzer şekilde hayvanlara ve doğaya zarar vermeyen, yenilenebilir kaynaklardan üretilen doğal kozmetikten yana seçim yapalım istiyoruz. Başımızın üstünde bir çatı olsun ama kirlilik yaratmasın diye yeşil mimariyi savunuyor, dünyayı gezerken ekolojik ayak izimizi her yere taşımayalım diye sürdürülebilir turizme alan açıyoruz. Çevresel, Sosyal ve Yönetişim (ÇSY) unsurlarını dikkate alan sürdürülebilir bankacılık ve finansmana yatırım yapıyoruz.

Peki, bu kadar mı? Tüm bu trendlerin özellikle ‘sürdürülebilir’, ‘yeşil’ ifadelerle tamamlanması da gerekmiyor. Mesela sakin şehir akımı (cittaslow), kendi kendine yetebilen, yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanan, doğasına ve kültürüne sahip çıkan, bireylerin sosyalleşebildiği rahat ve huzurlu yaşam alanları yaratmayı amaçlıyor. Permakültür hareketi, insan yerleşimlerini doğada bulunan ilkelere ve sürdürülebilirlik fikrine göre yeniden tasarlıyor. Karşılıklı paylaşım güdümüz ve farkındalığımız arttıkça ürün ve hizmetlere daha sürdürülebilir bir şekilde ulaşmak adına çareyi paylaşım ekonomisinde arıyoruz. Çare demişken… Sürdürülebilirliğe dair tüm bu bildiklerimiz nasıl bir fark yaratabilir? Dünyaya daha iyi bakmak için tek başına bile mücadele edebileceğimizi artık öğrendik ama kolektif olarak geleceğe dair bir yol haritamız var mı? Sıradaki soruya bakalım…